Kız Arkadaşa Güzel Sözler
Ben kimseyi böyle delice kıskanmadım, hiç kimseye böyle yürekten bağlanmadım, ben kimse için bir gün oturup ağlamadım. Yalnızca senin için aşkım.
Bir rüzgâr eserse oralara, sana olan sevgimi fısıldarsa kulağına, cevabını sevgimden ıslandığın yağmurlarla yolla.
Sil baştan yaşama şansım olsaydı eğer; kusursuz olmaya çalışmaz rahat bırakırdım yüreğimi korkmazdım çok riske girip sana âşık olmaktan.
Deniz kumlardaki izleri siler ama hiçbir şey kalbimdeki sevgini silemez. Seni ölene dek seveceğim.
Gül nedir ki? Solup gider. Gün nedir ki? Gelip gider. Ateş nedir ki? Söner biter. Ama sana olan sevgim sonsuzdur, ancak mezarda biter.
Ne zaman sağır bir ressam, kristal bir zemin üzerine düşen gülün sesinin resmini çizerse, işte o zaman seni unutur bir başkasını severim.
Gönlümün meclisinde herkes konuşsun istemem, kimse müdahale etmesin aşka. Yer gök şahidimdir ki siyasi görüşüm yoktur senden başka.
Sen benim ilk şiirim, ilk kavgam, sen benim 17 yaşımsın.
Var mı daha ağır yük, hasreti çekmek kadar. Yaşama sebebimsin, ekmek kadar su kadar. Ayrılığın, hasretin her şeyin bir hazzı var. Seni anmak da güzel seni özlemek kadar…
Gözlerimde tutuyorum seni, gözyaşlarım sen. Kalbime hapsettim, her atışı sen. Dilimdeki içli şarkı, burnumdaki sıla kokusu, yanımdaki yamacımdaki yoldaşlık, içimdeki bambaşkalık hepsi sen…
Sen ol da ister yar ol ister yara; lütfun da başım üstüne, kahrın da.
Aşk günah olmayacak kadar masum, köle olmayacak kadar özgür, ulaşılmayacak kadar derin, unutulmayacak kadar yakın seninle yaşanacak kadar özeldir.
Yıllar sonra düş kırıklıkları ile geldin ve düşlerle gidiyorsun… Aslında ben sana Türkçeyi konuşmaya mecbur olduğum kadarından fazla mecbur oldum.
Sen Allah’a dilenen dilek, göklere uzanan ellerimsin. Sen gözümden süzülen yaş, tek düşüncem, hasretimsin. Sen yaşadığım ömür, en güzel günlerimsin.
Hadi gel tut ellerimi! Benimle yan! Benimle meydan oku her çaresizliğe! Benimle uyu benimle uyan. Birlikte varalım nice yıllara…
Kalp midir insana sev diyen yoksa yalnızlık mıdır körükleyen? Sahi nedir sevmek; bir muma ateş olmak mı, yoksa yanan ateşe dokunmak mı?
Seni ne kadar sevdiğimi öğrenmek istersen vur kır kalbimi kalbimden akan kan yazacaktır ismini o zaman anlarsın sana olan sevgimi.
Kim istemez mutlu olmayı, ama mutsuzluğa da var mısın?
Korkma! Sakın sevmekten korkma. Kurşun sesi kadar hızlı geçer yaşamak ama öylesine zor ki kurşunu havada sevdayı sıcacık yürekte tutmak.
İkimizi bir kefene saralar, bir kabirde sır olalım sevdiğim.
Hâlet-i ruhaniyem’dir kelâm ettiğim lisân! Ya O’nadır ya O’nunla O’lana, ya Aşk’adır, ya da Aşk’la yanana!
Yalnızlık gecelerin, umut bekleyenlerin, hayal çaresizlerin, yağmur sokakların, tebessüm dudaklarının, sen ise yalnız benimsin!
Sen güllere özenme güller sana özensin, üzme tatlı canını sen güllerden de güzelsin. Bir gülüş kadar özgür özgürlük kadar vaz geçilmezsin gülüm sen her şeye değersin.
Sen ruhuma cemre diye damlamadıktan sonra ben bu bedende neyleyim… Aşk da sen, hasret de sen, ben de sen.
Aşk, yer yerinden oynasa da yâri yürekteki yerinden oynatmamaktır.
Kapatıyorum gözlerimi karanlığa doğru bakıyorum, seni görüyorum karanlıkta, açıyorum gözlerimi birden kayboluyorsun, işte o zaman ben gidiyorum karanlığa doğru, sessiz ve sensiz.
Küçüktüm, adam olmadı dediler, adam oldum, sevmedi dediler, sevdim, uğruna ölmedi dediler, öldüm, iş işten geçti, dediler.
Günü gece olsun diye yaşıyorum çünkü gece hayallerime geliyorsun, seni beklemiyorum çünkü sen hep benimlesin, hayallerimde ve kalbimdesin, terk edip gitmiş olsan da, unutsan da, unutmayacağım.
Sen yeter ki çocukluk yap. Gönlümde salıncağın hazır…
Sana ne demeliyim bilmiyorum güneşim desem güneş batıyor, hayatım desem hayat kısa, gülüm desem oda soluyor, sana canım demeliyim çünkü bu can seninle yaşıyor.
Bana kimse sen gibi baktı mı bilmem ama ben kimseye sana baktığım gibi bakmadım.
Bilinmeyen diyarlarda yürüyorum. Unutulmak korkusuyla her an ağlıyorum. Rüyalarımda gördüğüm tarifi zor kız, beni vursunlar ama sana dokunmasınlar. Umut iklimine seni yazsınlar!
Hiçbir harfi sensiz bir cümleye kurban etmedim.
Bazı duyguları yazamazsın. Anlatamazsın. Çünkü tefsiri ancak his ile mümkündür. Bu yüzden sadece yaşarsın.
Bir gün öleceğimi biliyorum beni gömenlere söyle ki, ellerimi açmasınlar. Çünkü ellerimin içinde ellerinin sıcaklığını götüreceğim.
Benim şiirlerim çay kokar, düşlerim sade sen… Demlikte nefesin, bardakta gamzen… İyi ki doğdun hayatımın aşkı bir tanem.
Görmeden seni isteyen gönlüm, görünce nasıl dayansın.
Bazen anlatmak zor geldi korktum, bazen cesurdum sen yoktun ve artık bir karar aldım söylüyorum: seni çok ama çok seviyorum.
Sen bana Allah’ın emanetisin. Seni sevmek aşktır bana.
Kalbim; ki kendisine kefilim. Adınla uyandı bu sabah.
Ben seni bu yaşımda yaşamın tam ortasında öylesine değil ölesiye seviyorum.
Geceleri uzaklara çığlık olur sesim, denizden çıkan yosun kokusundan keskin sana özlemim, bu sabah sırf senin için aralandı gözlerim, günaydın benim her şeyim.
Kalbimi sana emanet etsem korur musun? Dilimin ucundaki cennet sevdamın sonundaki ‘Ömrüm’ olur musun?
Ötesi yok bu duanın benim ol. Benimle, aklınla, aşkınla bin yaşa.
Aşkına döksem gözyaşlarımı, elinle bir defa silecek misin? Şu kalbimi sana versem, bir gün gelecek sevecek misin?
Şafak vakti yağan bir çiğ tanesi kadar masum, gün batımında denizlerden esen rüzgâr kadar çılgın ve okyanusun derinlerindeki bir inci tanesi kadar özelsin.
Konu ne zaman senden açılsa kapatmaya kıyamıyorum.
Kalbimdeki aşka, dudaklarımdaki gülüşe, akan gözyaşlarıma, yalnızca sen layıksın. Çünkü benim için çok özelsin aşkım.
Varlığınla başlayan bir günün yokluğunla bitmesine alışamadım, aklımda olduğunun yarısı kadar yanımda olsaydın hiç sensiz kalmazdım!
İki kişi birbirini severse; sevgi olur. Biri kaçar, diğeri kovalarsa: aşk olur. İkisi de sever lakin kavuşamazsa: efsane olur.