Farid Farjad Sözleri

Kadın, hayattaki en mükemmel enstrümandır ama ne yazık ki, her erkek nota bilmez.

Dünyada yüzlerce milliyet, dil, din, mezhep olabilir. Ama sadece iki çeşit insan var. Vicdanı olan ve vicdanı olmayan.

Birinin hayatına, birinin üzüntüsüne, birinin mutluluğuna, birinin ruhuna, birinin eline, yüzüne, sırtına, omzuna, yüreğine, bazen söz, bazen göz, çoğu zaman kalbinizle minicik de olsa, tüm samimiyetinizle dokunun.

Zira kadın dudaklarıyla sevgili, elleriyle anne, sözleriyle dost, bakışlarıyla çocuktur.

Kemanın inceldiği noktada, ben bu hayat denilen kurmacadan kopuyorum. Günlük hayatın tekdüzeliğinden, küresel emperyalizmin popüler kültüründen ve en çokta özünü yitirmiş, içi boşaltılmış, değersizliği kendine paye edinmişlerden kurtulmak ve kaçmak.

Biraz vicdan, biraz bahar, biraz yağmur, biraz hayal, birkaç kitap, çokça umut herkese iyi gelir.

Ve sordular: Neresi daha karanlık bu alemin? Ve ben cevap verdim: sevginin olmadığı her yer.

Tamam, ölmek için doğuyoruz da. Yanlış giden bir şeyler var! Neden yaşamadan, ölüyoruz!

Yıllar sonra öğrendim ki; bağırıp çağırmana gerek yok! Sesini duymak isteyene bir fısıltın yeter.

Çok şükür ki gökyüzü henüz hiçbir cüzdana sığmıyor.

İnsan, acıdan, ayrılıktan, hasretten, beklemekten, yoksulluktan üşür. Ama en çok çaresizlikten üşür.

İnsanın cüzdanı değil yüreği büyük olmalı.

Bir acının resmi çekilmiyor. Bir de sevdanın. Çizgiler gelip insanın yüzüne yapışıyor.

Acı diyorum efendim, o da evrensel olmalı; Bir çocuğun eline diken batsa, insanoğlu yanmalı.

Herkes kalbinin renginde yaşar hayatı ve herkes kalbinin rengini bulaştırır etrafındakilere.

Ey hayat, gülümseyerek bakıyorsak sana, bil ki zafer bizimdir.

Biri vardır ama yoktur. Biri hem sizindir hem de asla değil. Biri, hem hissettikleriniz hem hissizliğinizdir. Hem içinizdeki kahkaha hem sessizliğinizdir.

Tam uyuyacaksınız bir çığlık sesi. Çocuğunuz ağlıyor. Ne mutlu size ki o hayatta. Dünyanın başka bir yerinde şu an çocuklar ölüyor.

Vefalı insan; birçok zararınızı da görse, bir iyiliğinizi unutmaz. Nankör insan; bir tek zararınızı görse, bütün iyiliklerinizi unutur.

Güzel konuşmak, düşünmek, halden anlamak, sevmek, düşeni kaldırmak, ağlayanı güldürmek, sarılmak hep bedava biliyor musunuz?

‘Güzel insan’ aramak ile ‘insandaki güzelliği’ aramak arasında derin bir fark vardır.

Sevmek; sıra dışı ya da kahramanca şeyler yapmak değil, sıradan şeyleri hassasiyetle yapmaktır.

Hiçbir tabela yazmaz, mutluluğa kaç kilometre kaldığını. Ama yine de yola çıkmak lazım.