2024 yılında sizler için en güzel Şemsi Tebrizi Sözleri derlemelerini hazırladık. Bu Şemsi Tebrizi Sözleri ile duygularınızı kısa, anlamlı ve etkileyici sözlerle ifade edebilir, sevginizi en özel şekilde dile getirebilirsiniz. Instagram, WhatsApp, Facebook, X gibi sosyal medya platformlarında bu sözleri paylaşarak sevdiklerinizi etkileyebilir ve beğeni toplayabilirsiniz.
Ve bilesin üstüne aşkı giydirdiğim bu yüreğe ben söz verdim, hiçbir harfi, sensiz bir cümleye kurban etmedim.
Hakkın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. Düzenim bozulur, hayatım alt üst olur diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden iyi olmayacağını?
Gıybet etme sakın, bil ki dedikodu denilen şey mıknatıs gibi kötü enerji çeker. Kimsenin aleyhine konuşma, uzaktan atıp tutma, insanları kem dille yargılama, bil ki yanılırsın.
Her şeyi senin için var ettim diyen Rabb’e, her şeyi senin için terk ettim” diyebilmektir AŞK.
Hak yolunda ilerlemek yürek işidir, akıl işi değil… Kılavuzun daima yüreğin olsun, omzun üstündeki kafan değil. Nefsini bilenlerden ol; silenlerden değil…
Aşık odur ki, Allah’tan aldığı aşk emanetini Allah’a verir. Aşk mezhebinde her şey yüce Aşk’a kurbandır.
Kader; yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergâh bellidir. Ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatın hâkimisin ne de hayat karşısında çaresiz.
Sanmayasın ki; aşk akıl işidir. Gül ki her gönlün mürşididir. Kimini kokusuyla şad eder. Kimini de dikeniyle irşat eder.
Eğer Allah seni bana yazmışsa, benden kaçışın yok! Lakin kader seni benden almışsa, ağlamaya lüzum yok.
Kalp ruha der ki: ben severim, âşık olurum; ama acısını nedense hep sen çekersin. Ruh da cevap verir: Sen yeter ki sev.
Sana affedilemeyecek kadar büyük hata yapan birine, akıl sınırlarının bittiği yerden başlayacak ceza vermek istiyorsan; bütün samimiyetinle affet. Hissedilen her şeyi arşivleyen kader, kendisiyle en iyi biçimde ilgilenecektir.
Ya tam açacaksın yüreğini ya da hiç yeltenmeyeceksin! Grisi yoktur aşkın ya siyahı ya beyazı seçeceksin.
Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir. Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün. Gerisi zaten kendiliğinden gelir.
Ey İnsan Kafdağı kadar yüksekte olsan da kefene sığacak kadar küçüksün Unutma; her şeyin bir hesabı var üzdüğün kadar üzülürsün.
Diyorlar ki dost acı söyler? Acıyı söyleyene dost denilmez ki! Seni sevmeyen acı söyler dostun sana söyleyeceği acı dahi olsa senin canını acıtmayacak şekilde tatlı dille söyler.
Bir gül kadar güzel ol ama dikeni kadar zalim olma. Birine öyle bir söz söyle ki, ya yaşat ya da öldür ama asla yaralı bırakma.
Gamzelendi gönül yine devası ah’tır. Gönlü mahzun olanın dostu Allah’tır.
Yaşarken anlayamadıkları değerleri öldükten sonra anlamanın kimseye faydası yok. Sevdiğinizi dirileştirmenin yolu, hayatın tazeliğinde itiraf ve ifade etmektir.
Bir şey yap, güzel olsun. Çok mu zor? O vakit güzel bir şey söyle. Dilin mi dönmüyor? Öyleyse güzel bir şey gör veya güzel bir şey yaz. Beceremez misin? O zaman güzel bir şeye başla. Ama hep güzel şeyler olsun. Çünkü Her insan ölecek yaşta…
Sevmeye layık olmayanı hatırlayarak değerli etme! Dönmek mi istiyor, bir şans daha verme. Unutma; sevgi yürekli olana yakışır.
Sığ suları en hafif rüzgârlar bile coşturabiliyor. Derin denizleri ise ancak derin sevdalar. Anladım ki, derin ve esrarengiz olan her şey susuyor. Anladım ki susan her şey derin ve heybetli.
Hayata tepeden bakarsan insanların sadece tepesini görürsün. Hayata daima insanlarla aynı mesafeden bak. O zaman insanların hem yüzünü hem kalbini görürsün.
Kır kalemin ucunu. Bundan sonraki yolculuğumuz aşk yolculuğudur. Aşkı kalem yazmaz ki kitaplarda bulasın.
Bazısı gelirken, bazısı da giderken gönül açıklığı verir. Dikkat et ve iyi bak ki, sendeki bu gönül açıklığı giderken mi yoksa gelirken mi beliriyor?
Olur da bir gün mesafeleri aşıp bana gelirsen, yüreğinde rengârenk açan Aşk ile gel.
Söylediklerimin hepsinden vazgeçtim, pişman oldum. Çünkü ne sözde mana ne de mana da söz kaldı.
Güzel bir gülü, güzel bir geceyi, güzel bir dostu herkes ister. Önemli olan gülü dikeniyle, geceyi gizemiyle, dostu tüm derdiyle sevebilmektir.
Hayatta her şey olabilirsin; fakat önemli olan hayatın içinde “insan” olabilmektir.
Ey aşk! Seni senelerce yaban ellerde, hoyrat dillerde aradım. Oysa bendeymişsin bilememişim. Oyalanmışım. Kalakalmışım.
Kalp midir insana sev diyen yoksa yalnızlık mıdır körükleyen? Sahi nedir sevmek; bir muma ateş olmak mı, yoksa yanan ateşe dokunmak mı?
Aradığın şey o kitaplarda değil, aradığın şeyi okuyarak bulamazsın. Sende eksik olan şeyi gözlerinle tamamlayamazsın. Aradığın şeyi Dünya’da arayacaksın, aradığın şeyi yüreğinle bulacaksın. Dünya’da ki tüm kitaplar, tüm hesaplar, akıl oyunları, sayfalarca laflar, sevginin yerini tutmaz Okuyarak öğreneceksin ama severek anlayacaksın.
Ne diye böbürlenip büyükleniyorsun. Doğumun bir damla su, ölümün bir avuç toprak değil mi?
Dürüstlük bir şehirdir, ben de o şehrin sultanıyım, Onda kendim yaşayayım, kendim öleyim, kendim korunayım…
Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme. Nereden bilebilirsin hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını.
Kuralların olsun, ama kurallarını başkalarını dışlamak yahut yargılamak için kullanma. Bilhaba putlardan uzak dur, dost ve sakın kendi doğrularını putlaştırma! İnancın büyük olsun, ama inancınla büyüklük taslama!
Cehennem gibi olmalı, cehennemi bile yakıp yandıracak bir gönül istemeli. Ki o gönlün önüne iki yüz deniz çıksa, hepsini de yaksın, yandırsın. Onun tek bir dalgası bilindik denizlere taş çıkartsın.
Şeriat der ki: Seninki senin, benimki benim. Tarikat der ki: Seninki senin, benimki de senin. Marifet der ki: Ne benimki var ne seninki. Hakikat der ki: Ne sen varsın ne ben.
Yaşarım mutlu olurum, yaşarım mutlu ederim, tabi ki mutsuzda olurum ama yaşadığım. Sürece umutsuz, şükürsüz olmam. Aldatmaya çalışanlar aldanırlar, güvenim kaybedilir hep ama ben hep kazanırım.
Mühim olan yükseklere çıkıp hayata tepeden bakmak değildir; mühim olan ne kadar yükselsen de her şeye eşit mesafeden bakabilmektir.
Anladım ki: insanlar; susanı korkak. Görmezden geleni aptal, affetmeyi bileni çantada keklik sanıyorlar. Oysaki biz istediğimiz kadar hayatımızdalar. Göz yumduğumuz kadar dürüstler ve sustuğumuz kadar insanlar.
Bazen uzaklaşmak gerekir, yakınlaşmak için. Bazen hatırlamak gerekir, hatırlanmak için. Bazen ağlamak gerekir, açılmak için. Bazen anmak gerekir, anılmak için. Bazen de susmak gerekir, duymak için.
Aranızdaki bütün perdeleri tek tek kaldır ki, Tanrı’ya saf bir aşkla bağlanabilesin. Kuralların olsun ama kurallarını başkalarını dışlamak yahut yargılamak için kullanma. Bilhaba putlardan uzak dur dost. Ve sakın kendi doğrularını putlaştırma! İnancın büyük olsun ama inancınla büyüklük taslama.
Hüzün ki en çok yakışandır âşıklara. Yandık, yakıldık; ama hüzünden yana asla yakınmadık. Ne de olsa biz mahzun bir Peygamberin ümmeti değil miyiz? Hüzün taze tutar aşk yarasını. Yaramdan da hoşum, yârimden de.
Bildiklerini unut. Diyor dost. Gel al eline bir silgi, şu yeni başlayan güne bilgilerini silmekle başla. Zanlarını, yargılarını, önyargılarını ve dahi bütün genellemelerini koy bir çuvala ve hepten terk et.